3. sinif gezi stajimi Dubai ve Abu Dhabi’de yapmaya karar verdim. Bu sehirleri gezerken gunumuz modern mimarisinin bir cok ekstrem ornegini gorebildim. Teknolojinin ilerlemesi ile insaat ve mimarlik sektorlerinde yapilarin sekil ve teknik olarak sinirlarini zorladiklari, olceklerin oldukca buyudugu bu iki sehirde gezerken etkilenmemek imkansizdi. Avrupa’da gezdigim sehirlerden sonra bambaska bir yapi/mimarlik kulturu gozlemledigim bu iki sehir gunumuz modern mimarisini gorebilmem icin cok iyi tercihler oldu.
Dubai’de gezdigim yerler arasindan ilk basta tabii ki de Burj Khalifa’dan bahsetmek istiyorum. Burj Khalifa dunyaya ununu dunyanin en uzun binasi olarak kazanan bir bina. Binanin yuksekligini goz onunda bulundurunca stabilite ve saglamligini saglayabilmek icin oldukca zemina dogru kalinlastigini dusunup aslinda kaba bir yapi bile karsilasacagimi dusunsem de gordugum zaman binanin zarifliginden oldukca etkilendim. Belli yuksekliklerde gozle gorulur bir incelmesi olan Burj Khalifa fordugum en zarif gokdelenlerden bir tanesi. Onunde bir su parki olan bu binaya uzaktan bakmak icin bir kopru vardi bu parkta ve tam karsidan bakinca sirf yuksekligi ile degil ayni zamanda goruntusu ile de kendini rahatca diger binalarin onune koyup gosterebiliyordu. Her aksam onundeki selalerde bir gosteri yapiliyordu ve bu gosteriye Burj Khalifa’yi da dahil etmislerdi. Cephesinde yaptiklari isiklandirma efektleri ile gercekten bir cevher gibi gostermeyi basarmislar Budj Khalifa’yi.
Burj Khalifa’dan sonra Burj Al Arab’dan bahsederek devam etmek istiyorum. Bu bina Dubai’nin Dubai olmasini saglayan ilk binaymis. Burj Al Arab’dan sonra Dubai modern mimari ve gokdelenlerin sehri olmaya baslamis. Tam deniz kenarinda bulunan bu bina tasarlanirken yelkenli teknelerde bulunan on yelken seklinden ilham alinmis. Burj Al Arab, Dubai’nin sembolu haline gelmis bir bina.
Burj Al Arab’dan sonra, buranin hemen yakinlarinda bulunan Madinat Jumeirah’tan bahsetmek istiyorum. Burj Khalifa’nin disinda Dubai’de en sevdigim yer burasi oldu. Dubai’ye hakim olan ultra moden mimarinin hic bir etkisi bu carsi ve butik otellerden olusan komplekste gorunmuyordu. Onun yerine geleneksel arap evleri dokusu sahipti bu bolgeye. Geleneksel arap yapilarinin modernlesmis halinden olusan bu kompleks su oznesi ile zenginlestirilmis. Bir cok kanal/kopru ile gorsel olarak zenginlesmis olan Madinat Jumeirah’daki yapilarin dokusu sanki kil gibiydi. Bu da zaten col yerleskelerini andirdi.
Col yerleskeleri demisken, Dubai’de gittigim col safarisinden de biraz bahsetmek isterim. Colde safari yapmak tecrube ettigim en etkileyici deneyimlerden biri olsa da aslinda bahsetmek istedigim kisim safari sonrasi yemek ve dinlenme icin gittigimiz bolge. Bu yerleske uslup olarak klasik arap evleri gibiydi ve goruntusu ayni Madenat Jumeirah gibiydi. Aslinda Madenat Jumeirah’nin yapilirken ilham alinan yerler buralariydi. Col ortasinda dinlenme tesisleri gibi yapilan bu yerler kare/dikdortgen seklindeydi. Disaridan bakildiginda sadece yuksek duvarlar gorunse de iceri girince bu duvarlarin altinda odaciklar ve ortada bir avlu yapisina sahip bu yerleskeler colun bir cok farkli noktasinda da bulunmaktaydi. Boyle bir yerleskede zaman gecirmek klasik arap mimarisi ve dokusu hakkinda fikir sahibi olmami sagladi. Moden arap mimarisinde bulunan gosteris ve cogunlukla kullanilan altin rengi (rokoko gibi) detaylar bu geleneksel arap bolgelerinde bulunmamaktaydi.
Geleneksel arap yerleskeleri demisken, biraz da trap evlerine deyinmek isterim. Ayni bu yerleskeler gibi disaridan sadece duvar gorunen bu ev tiplerinin disariya penceresiz gorunmesinin sebebi Araplarin mahremiyete oldukca yuksek bir onem vermesi. Ev tipleri aslinda bizim Osmanli Evleri’ne de biraz benziyor. Yol kenarina dayanan ev tiplerinde ic tarafta avlu bulunurmus ve disariya pence oldukca az (neredeyse yok) ve genelde 1-2 katli olan bu yapilarin 2 giris kapisi mevcut. Bu kapilardan biri ana kapi digeri ise evin avlusuna (ortak alan/zaman gecirme alani) acilirmis. Avluya acilan kapi normal kapi olceginden daha kisa yapilirmis. Bunun sebebi ise evin erkegi evde yokken eve gelen misafir eger erkekse egilmesi gerekirmis (bu sayede avluda kimseyi goremeden iceri girer) ve bu evdeki kadinlara geldigini gorup odalara cekilme zamani saglarmis.
Biraz da Mall of Emirates’ten bahsetmek istiyorum. Turistik olarak magaza coklugu ve icerisinde bir yapay kayak merkezi olmasi ile one cikan bu alisveris merkezi 2005’te acilmis. Bu turistik ozellikleri disinda benim ilgimi ceken noktasi ise catisi oldu. Cunku tamamen camdan olan bu cati ortusu onceden ziyaret ettigim Madrid’deki Crystal Palace’i andirdi bana. Sirf cam olan bu tavan ortusu konstruksuyon ve gorsel olarak begendim noktalardan biri oldu.
Palm Jumeirah’a gelirsek, bu bolge palmiye seklinde bir ada. Tabii ki de yoldan giderken adanin palmiye sekli anlasilmiyor, ancak yukaridan cekilen fotograflarla gorulebilen doku. Deniz uzerine sonradan yapilmis bu yapay ada tamamen konut ve otellerden olusuyor ki belli dallarina oradaki bir konutta oturmadigin surece giremiyorsun. Oteller disinda Dubai’nin geneline hakim olan gokdelen yapilarindan burada goremiyoruz. Adanin uc noktasina gelince bir otel gorduk. Konumu disinda aslinda siradan bir Dubai oteli olan bu yer modernlesmis Arap sarayi goruntusune sahipti.
Palm Jumeirah’in hemen yaninda olan Dubai Marina’ya gelirsek aslinda burada gorup etkilendigim noktalardan biri. Bunun sebebi ise orada bulunan gokdelenler. Hepsi birbirinden farkli bir yapiya sahip bu gokdelenler, modern mimari ve teknolojinin ilerleyisinin farkli yansimalariydi.
Dubai’de bahsetmek istedigim son yer ise Global Village. Burasi sehrin biraz disinda kalan bir eglence parki. Bahsetmek istememin sebebi ise bu egelence parki dunyanin buyuk sehirlerinin kucuk yapilasmis hallerinin kombinasyonundan olusan bir park. Ornegin Paris sehri var ve o kisimda kucuk bir Eiffel kulesi ve Fransiz tipi yapilar, Londra kisminda ise Big Ben ve Ingiliz tarzinda yapilar var. Burasi tamamen kiƧ mimarlik uslubunun hakim oldugu bir parkti ve sahsen o tarzi begenmedigim icin hosuma gitmeyen Dubai’deki tek yer oldu.
Gezi stajima Dubai’den arac ile 2 saatlik uzaklikta olan Abu Dhabi’ye giderek devam ettim. Dubai kadar insaat ve mimarlikta gelismemis ve cesitligigi daha az olsa da modern mimarinin yine kendini gosterdigi onemli sehirlerden biri.
Ilk olarak, sehirde ilk gordugum seyden bahsetmek istiyorum. Bu da Zaha Hadid’in kum tepelerinden etkilenerek tasarladigi kopru. Yanindan gecerken gercekten insana cole uzaktan bakinca olan ucgen kum tepeleri hissini yaratan bu kopru ayni zamanda oldukca hafiflik hissi de veriyordu. Koprulere hakim olan stabilite ve dayanikli goruntu bu kopruye hakim degildi.
Abu Dhabi’de en cok etkilendigim yer Sheik Zayed Camii oldu. Dunyanin en buyuk 4. camiisi olan Sheik Zayed Camii, tamamen beyaz mermer, ciniler ve altin detaylardan olusuyordu. Camiinin bahcesi sirf kendi basina oldukca buyuk ve muhtesem bir peyzaja sahipti. Bahce su obekleri ile zenginlestirmisler. Camiinin icine giderken buyuk koridorlar ve bol kolonlu yollardan geciliyor ancak coklugun yaninda hic bir sekilde bogucu degildi. Mermerin dogal dokusu sayesinde gun isiginda denizdeki yansima gibi bir etki yaratti ve camii yerde de yansimalar yapiyordu. Suslemeler cok olsa da abarti olmadiklari icin yalin bir etki yaratiyordu insanda. Gordugum en guzel camii suphesiz Sheik Zayed Camiisi ve butun camlar renkli ve cicek motiflerinden olusuyordu. Son olarak camii suslemeleri geometrik cicek desenlerinden olusuyordu ve bazi bazi duvarlarda cicek resimleri cinileri vardi.
Sheik Zayed Camiinden sonra Etihad Towers’tan bahsetmek istiyorum. Bu gokdelenlerin onemli ozelligi ise tasarlanirken insan elinden yola cikilmis. Buyuk bir kompleksin 5 binasi insan elinin 5 parmagi gibi dusunulerek tasarlanmis.
Abu Dhabi’de gittigim ve bahsetmek istedigim yerlerden bir tanesi de Ferrari World. Burasi tamamen yine eglence ve alisveris merkezi olarak tasarlanmis olsa da benim icin onemli kismi binanin formu oldu. Binayi tamamen olusturan aslinda ust ortusuydu. Yerden yukselip catiyi da olusturan bu ortu adeta celikten bir cadir etkisi yaratiyordu insanda.
En son olarak bahsetmek istedigim yer ise Heritage Village. Bu kisim geleneksel Arap bolgesi olarak geciyor ve geleneksel Arap hayatini tam olarak yansitiyor; bir pazar (souq), camii ve evler. Heritage World eskiden kalan bir bolge degildi maalesef ancak geleneksel Arap kulturune bire bir uygun yapilmis bir yer. Yeri deniz kenarinin hemen yanindaydi ve sahile yuruyunce Abu Dhabi’nin silueti de rahatca gorulebiliyordu.